NE VAR NE YOK

2.12.10

BEHZAT Ç. Yİ NEDEN İZLİYORUM?

kendime vermem gereken bir yanıtım da yok aslında. herşey ortada. bu yaz tam da Ankara'da izledim jeneriğini. bozkırda bir Ankara havası...Erdal Beşikçioğlu'nun oyunuyor olması tek nedendi.  Ankara'da geçiyor olması kreması. İlk bölüm sonrası kendiliğinden gelişti. dikkat bağımlılık yapabiliyor. Ankara'da bir şeyler bırakmış olanları soğuk günlerde boyna sarılan atkı gibi mecburen ve isteklice sarıveriyor. soğuğa, bozkıra, gecekondulara, gipgri bir memur şehrine boğazın maviliğine nazire edercesine rengarenk bir rol biçmiş dizi. amirim ve elemanları ayaklarını değdirdikleri sokaklarda, içkilerini yudumladıkları barlarda, pavyonlarda, sorguya gittikleri mekanlarda, parklarda, yeni haliyle eski halinden anıları sıralatan gençlik parkında istanbula meydan okuyan bir şehir yaşatıyorlar. yılların ezikliğini bir kalemde silemeseler de, boğaz manzaralı yalılarda geçen aşk masallarından sıkılmış bana istanbulu hatırlatmayan bir ankara veriyorlar. sıcak bir çay, yanına simidimle kuru soğuğuna dayasam yüzünü, ey beyaz camın en cesur, en savaçı, en aşık, en gerçek polisi elemanlarınla karşımdaki banka geçip beni ankarama götürür müsünüz?

1 commentaire: